CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün CHP’li gençlerle birlikte Ankara’da bir alışveriş merkezinde; Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan ‘Atatürk’ filmini izledi. Özel, filmin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, filmle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
* “Bugün 10 Kasım, tabii her sene 10 Kasım büyük bir matem günü. Bu sene Cumhuriyet’in ve partinin kuruluşunun 100. yılındaki 10 Kasım, daha bir anlamlı. Bugün akşamüstü Ankara İl Örgütü’müz ve Gençlik Kolları Genel Başkanı’mızın birlikte organize ettikleri ve 2023 genç arkadaşımızın meşalelerle Anıtkabir’in etrafında saygı duruşunda bulundukları törene katıldık, biz de saygı duruşunda bulunduk. Daha sonra hep birlikte genç arkadaşlarımızla, gençlik kollarımızla birlikte Aslanlı Yol’dan yürüyerek mozolenin karşısında saygı duruşunda bulunduk. Oradan da gösterime giren Atatürk filmini, gençlik kollarımızla ve il örgütümüzle birlikte, milletvekillerimizle birlikte izledik.
“CUMHURİYETİ BİR KEZ DAHA HAK ETTİĞİ NOKTAYA TAŞIYABİLİRİZ”
* Gerçekten film hem etkileyici hem tarih açısından, gençler açısından, Atatürk’ün tüm yönleriyle tanınması açısından çok önemli. Yani filmin methini duymuştuk ama ben bu kadar başarılı bir yapım olduğunu bilmiyordum. Gerçekten çok beğendim. Özellikle bugünlerde cumhuriyeti savunmak isteyenlerin, cumhuriyetin ikinci yüzyılında cumhuriyetin aşındırılmasına karşı rahatsız olup cumhuriyete yeniden sahip çıkmak isteyenlerin nasıl bir azme sahip olması gerektiğini gösteren muhteşem bir film. Gazi Mustafa Kemal Atatürk filmin sonunda Çanakkale’de savaşacak olan, dünyanın en büyük donanmasını karşılayacak olan yorgun, bitkin, yoksul, zor durumdaki askerlere, onlara sadece ve sadece memleketlerindeki baba ocağının ateşinin sönmemesini vaat ediyor ve diyor ki ‘onun dışında hiçbir şey vaat etmiyorum. Soğuk ve ölüm vaat ediyorum.’
* O günlerde bu baba ocağı sönmesin diye ölümü göze alanlar kadar cesur, kararlı ve azimli olursak Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk yılları Cumhuriyetin ilk yüzyılındaki ilk yıllar kadar iyi bir mücadeleye sahne olursa cumhuriyeti yeniden kurtarabilir. Cumhuriyeti bir kez daha hak ettiği noktaya taşıyabiliriz. Bunu yapmak herkesin boynunun borcu. Ama buradan söyleyeceğim son söz şudur ki Atatürk Cumhuriyeti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı’na emanet etmedi. Parti Meclisi üyelerine, milletvekillerine emanet etmedi. İl başkanlarına emanet etmedi. Atatürk Cumhuriyeti gençlere emanet etti. Cumhuriyetin bütün gençlerini, cumhuriyete sahip çıkmaya davet ediyoruz.”
“ANAYASA’YI SAVUNMAK, TÜRKİYE’Yİ SAVUNMAKTIR”
Özel, soru üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına gelen tepkilerin ardından Yargıtay’ın “Anayasa Mahkemesi’nin, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisini tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır” açıklamasını değerlendirdi. Özel, şunları söyledi.
* “Anayasayı okuduğumda Anayasa’da yargıyı değil, yargı bağımsızlığını biliyorum. Hâkim teminatını biliyorum. Anayasayı okuduğumda Yargıtay’ın bütün hukuk sisteminin üstünde olduğunu okumadım. Anayasayı okuduğumda Anayasa Mahkemesi kararlarının hem yargı hem yürütme hem yasama organları açısından bağlayıcı olduğunu biliyorum ve Anayasa ile yönetiliyorsak, Anayasa’yı okuduğumuzda bu meselede Anayasa Mahkemesi’nin haklı olduğunu, Yargıtay’ın yaptığının da hadsizlik olduğunu Anayasaya bağlılık yemini eden herkes bilmelidir, söylemelidir.
* Bugün Anayasa’yı savunmak Türkiye’yi savunmaktır. Bir kez daha tekrar etmek gerekirse Anayasa’nın Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili maddesini görmezden gelirseniz, biri de sizin Cumhurbaşkanlığı yetkisi maddesini görmezden gelir. Öbürü Meclis’in gitmişini görmezden gelir. O zaman ortada devlet kalmaz, düzen kalmaz. Biz bu devleti ne güçlüklerle kurduk. O Anayasa’yı ne güçlüklerle yaptık. Işte bugün içerideki Cumhuriyet filminde de onu yaşadık. Bu ülke ne bedellerle bir Anayasa’ya sahip oldu? Anayasa’yı yok saymak kimsenin hakkı değildir. Anayasa Mahkemesi kararını tenkit edebilirsiniz ama yok sayamazsınız, yok sayarsanız, kendi varlığınızı inkâr edersiniz.” (ANKA)